Kolay uygulanabilir olması, güvenilirliğinin yüksek olması ve diğer yöntemleri kullanamayacak olanlarda da uygulanabilmesi her geçen gün aylık ve üç aylık doğum kontrol iğnelerinin kullanımını arttırıyor.
Avantajlar:
Aylık iğneler adetin ilk günü ,üç aylık olanlar ise adetin ilk beş günü içerisinde uygulanabiliyor.
Yan etkileri diğer doğum kontrol ilaçlarına oranla bir hayli düşük.
Ağızdan alınan doğum kontrol hapları 35 yaş üzeri ve sigara kullanan bayanlarda risk oluştururken iğneler bu grupta uygun bir seçim olarak öneriliyor.
Ağızdan alınan doğum kontrol haplarındaki kullanımın unutulması riski bu yöntemle minimuma indiriliyor.
Özellikle emziren kadınlarda doğumdan altı hafta sonra uygulanabiliyor ve bebek üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi görülmüyor. Emziren kadınlarda süt miktarı,kalitesi ve emzirme süresini etkilemiyor.
Tansiyon ve şeker hastalarında kullanımında ciddi bir olumsuzluk gözlenmemiş olsa da doktor kontrolünde kullanılması öneriliyor.
Uzun süreli kullanımında adet görmeme veya adet düzensizliklerine sebep olabiliyor; ancak ilacın bırakılmasıyla düzeliyor. Ancak adet görmeme tıbbi bir problem olarak kabul edilmiyor. Hatta anemi(kansızlık)nin sık görüldüğü bölgelerde bir avantaj olabileceği söyleniyor.
Endometrium kanserine karşı koruyucu olduğu, dış gebelik oluşma riskini azalttığı, mevcut over kistleri ve selim meme kitlelerini gerilettiği iddia ediliyor.
Zaman zaman yönteme ara verip vücudun dinlendirilmesi gereksinimi yok.
Emzirmeyen kadınlarda doğumdan hemen sonra uygulanabiliyor.
İlk enjeksiyondan sonra sık ve beklenmeyen kanama ve lekelenmelere neden olabiliyor.
Yöntem bırakıldıktan sonra doğurganlığın geri dönüşü ortalama dokuz ay sürüyor.
Seyrek görülse de baş ağrısı,kilo alma ,memelerde duyarlılık, mide bulantısı, ruhsal değişiklikler gibi bazı yan etkilere neden olabiliyor