RİSK DEĞERLENDİME ÇALIŞMALARININ YERİ

Son yıllarda adından çokça bahsettiğimiz bir kavram var; “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi”. Bu kavram hiç bir zaman tek başına telaffuz edilmiyor. ISO 9000 Toplam Kalite Yönetimi serisi, ISO 14001 Çevre Yönetim sistemi ile birlikte anılıyor. Bir başka ifade ile ISO 9000 serisi, ISO 14001 ve İşçi Sağlığı Yönertim Sistemi birbirini tamamlayan üç aşama. Üçü bir arada yeni bir kültür ve yaklaşım sunuyor işyerlerine. En çok bilinen işçi sağlığı yönetim sitemleri ise BS 8800 ve ISA 2000

Risk Değerlendirmesi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi içinde yer alan çok önemli bir bölüm. Belki de yönetim sisteminin bel kemiğini oluşturuyor.

Risk Değerlendirmesi kavramı yeni olmakla birlikte içeriği, kullandığı yöntemleri ve sonuçları yeni değil. ILO tarafından tanımı yapılan çağdaş “işçi sağlığı” kavramı ile çok yakından ilgili. Hatta Risk Değerlendirmesini çağdaş işçi sağlığı tanımının gerçekleşmesi için yeni bir aşama şeklinde de ifade edebiliriz. İşçi sağlığı uygulamalarının çok önemli bir bölümü ise işyerindeki iş hijyeni faaliyetleridir.

İş Hijyeni tanımını hatırlayalım: İşyerinde oluşan, hastalığa neden olan, sağlık ve iyilik halini bozan, işçiler ve toplumdaki bireyler arasında önemli huzursuzluk ve verimsizlik yaratan çevresel etmenleri ve stresleri gözlemleyen, değerlendiren ve kontrol altına alan teknik ve sosyal bir bilim ve sanattır.

“Risk Değerlendirmesi üç sihirli kelimenin üzerine inşa ediliyor; GÖZLEMLEMEK – DEĞERLENDİRMEK – KONTROL ALTINA ALMAK.

Risk Değerlendirme sürecinin dili ile söylersek;

a) tehlikeleri tanımlamak (gözlemlemek)

b) her tehlike için riskin boyutunu tahmin etmek, saptamak ( değerlendirmek)

c) riskin kabul edilip edilemediğine karar vermek ve riski kontrol altına almak (kontrol altına almak)

Risk değerlendirmesi şüphesiz eskiden var olan bir uygulamanın tekrarı değil. Aksine, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği yönetim sistemi içinde Risk Değerlendirmesi daha sağlam bir yapıya kavuşuyor, amaç ve uygulama süreçleri verimli olarak hayata geçiriliyor. Kalite, Çevre ve İşçi Sağlığı mozayiği içinde yerini buluyor.

Bazı ülkelerde örneğin İngiltere’de risk değerlendirmesi 1992’de kabul edilen Çalışma Ortamında Sağlık ve Güvenlik yasaları çerçevesinde ele alınmış ve uygulanıyor. Nasıl yapılacağı, nerelerde uygulanacağı ve süreçleri yazılı hale getirilmiş. Ülkemizde ise böyle bir çalışma yasal düzenlemelerde şimdilik yer almış değil.

İster yasalarla getirilsin, ister getirilmesin risk değerlendirmesi, mevcut işçi sağlığı ve iş güvenliği yasa ve yönetmeliklerinin işyerlerinde öncelikli olarak uygulanmasını, bu alandaki açıkların ne düzeyde olduğunun belirlenmesine ve açıkların kapatılmasına sistemli bir şekilde ön ayak oluyor.

RİSK DEĞERLENDİRMESİNİN AMACI

Risk değerledndirmesinde temel amaç işyerlerindeki çalışma koşullarından kaynaklanan her türlü tehlike ve sağlık riskini azaltmak, insan sağlığını etkilemeyen seviyeye düşürmektir. Bu riskler iş kazaları olabileceği gibi her türlü meslek hastalığı ve diğer sağlık riskleri olabilir. Risk değerlendirmesi sonucunda, işyerindeki tüm tehlikelerin ne olduğuna karar verilmiş, kaza olma olasılığı ile olası kazaların boyutu/büyüklüğü hakkında bilgi sahibi olunmuş olacaktır. Daha da önemlisi, risk değerlendirmesi, mevcut riskler hakkında herkesin yeterli bilgi ile donatılması ve kaza olduğunda kimin ne yapması konusunda eğitilmeleri sağlanacaktır. Özetle tüm personel işlerini risksiz sürdürmek için uygun yöntemlere kavuşacaktır. Bu amaç doğrultusunda hemen akla gelen risk değerlendirmesi işyerinin neresinde yapılmalıdır sorusuna cevap verelim; işyerinde iş nedeniyle veya diğer yapılan işlerle ilişkili olarak bir tehlike riski taşıyan her ortamda risk değerlendirmesi gereklidir.

RİSK DEĞERLENDİRMESİNİN AŞAMALARI

Yazının başında da belirtildiği gibi risk değerlendirmesi genel olarak üç aşamada yapılıyor; tehlikeleri tanımlamak (tanımak); her tehlike riskinin boyutunu tahmin etmek (öğrenmek) ve riskin kabul edilebilir olup olmadığına karar vermek; riski kontrol altına almak.

Tehlikelerin tanımlanması:

Bir çalışma ortamında tehlikeleri tanımlayabilmek için öncelikle tüm tehlike kaynaklarını arayıp bulmak gerekmektedir. Bu aşamada çok değişik verilerden yararlanılabilir. Örneğin iş kazası istatistikleri; kazalar nerelerde oluyor?, daha çok kimler kazaya uğruyor?, kaza sonucunda hangi organlar daha çok zarar görüyor?, iş gücü ve malzeme kayıpları ne kadardır? v.s gibi. Diğer bir veri kaynağı ise günlük poliklinik kayıtları ile işçi sağlığı iş güvenliği toplantı tutanaklarıdır. Makinaların teknik dökümanları, güvenlikli çalışma talimatları ise başvurulması faydalı olan kaynaklardır.

Tehlike tanımlanmasına yönelik en sistematik yaklaşım ise işyerinde mevcut tüm iş çeşitlerinde ve bu işlerde çalışan personel üzerindeki tehlikeleri incelemektir. Bu amaçla özellikle işyerinde var olan tüm iş süreçlerindeki görevlerin listelenmesi önemli bir çalışmadır.

Tehlike tanımlarını iyi ve gerçekçi bir şekilde elde edebilmek üzere “tehlike tanımlama” şemaları, formları geliştirilmiştir. Her işyeri özelinde bu tür formlar hazırlanabilir ve uygulanabilir.

Burada unutulmaması gerekli bir konu aynı görevlerin farklı iş süreçlerinde değişik risklere sahip olduğudur.

Risk-tehlike tanımı çalışmaları sırasında en önemli başvuru kaynağı ise bizzat işi yapan işçiler, ustalar, ustabaşları ve teknik personellerdir. Böyle bir ekip çalışması, kimin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu gösterebileceği gibi, şimdiye kadar hiç gözlemlenmemiş potansiyel tehlike kaynaklarını da ortaya çıkarabilir.
Risk tanımlamasının ne düzeyde ayrıntılı yapılacağı, işyerinin pratiğinde yola çıkarak karar verilecek bir konudur.

RİSK DEĞERLENDİRME SÜRECİ
.
TEHLİKELERİ TANIMLAMA
.
RİSKİ BELİRLEME ve

RİSKİN NE DÜZEYDE

OLDUĞUNA KARAR VERME

.
RİSKİ KONTROL ALTINA ALMA
.
PLANIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

VE İYİLEŞTİRME

Şekİl 1. Risk değerlendirme sürecinin aşamaları

Tehlike boyutunun ve ihtimalinin saptanması:

İşyerinde toplanan tehlike ile ilgili verilerin değiik kriterlere göre sınıflandırılması gereklidir. Burada temel olarak iki kriterden bahsedebiliriz. Bunlardan biri

a) potansiyel olarak oluşacak zararın boyutudur. İş ortamında saptanan ve çalışanların maruz kaldıkları çevre zararlılarının (fiziksel, kimyasal, biyolojik ve ergonomik ) ne düzeyde olduğu ve yasa ve yönetmeliklerle belirlenen müsaade edilen seviyelerin aşılıp aşılmadığının öğrenilmesi, yani ortam zararlılarının değişik bilimsel tekniklerle ölçülmesi gereklidir. Benzer olarak, oluşabilecek iş kazalarının sonucunun önceden tahmin edilebilecek şekilde sınıflandırılmasıdır. Örneğin hafif, orta ve ağır iş kazaları gibi.Diğer kriter ise

b) zararın meydana gelme ihtimalinin belirlenmesidir. Bir tehlikeye bağlı olarak meydana gelecek hasar ya da zararın ihtimali; işyerinde yasalara ne düzeyde uyulduğuna, tehlikelere kaç kişinin maruz kaldığına, güvensiz koşul ve durumların hangi sıklıkla var olduğuna, kişisel ve makina koruyucularının kullanılıp kullanılmadığına, makina ve malzeme hatalarına göre larak azalır veya artar. Bu nedenle zararın oluşma olasılığı araştırılırken tüm sayılan faktörler ele alınmalıdır.

risk değerlendirme

Oluşacak riskin ne düzeyde olduğunu, ya da tehlikelerin ne kadar ciddi boyutlarda var olduğunu saptarken iş ortamında çalışanların maruz kaldıkları riskleri ayrı ayrı incelemenin yanında, tüm risklerin bileşik etkisini de değerlendirmeyi unutmamak, mevcut risklerin diğer işlerle olan ilişkisini kurmak yararlı olacaktır. Risk değerlendirmesinin yapıldığı bu aşama teknik ve bilimsel bir ekip çalışmasını gerekli kılar.
Bu aşamada tüm tehlikeler ve riskler değerlendirilmeli, yazılı olarak saklanmalıdır.

Risklerin kontrol altına alınması:

Tüm risklerin belirlenmesi ve ne düzeyde olduğunun saptanmasından sonra işyeri ortamına yönelik çok verimli bir risk haritası ortaya çıkacaktır. Bu haritada hangi risklerin düşük, orta veya yüksek olduğu, hangi risklerin hafif, orta veya ağır düzeyde insan sağlığını etkilediği ya da ne düzeyde müsaade edilebilir olduğu su yüzüne çıkacaktır. Risklerin derecelendirmeleri düşük-orta-yüksek, hafif-orta-ağır şeklindeki terimlerle ifade edilebileceği gibi 1,2,3,4,… şeklinde de puanlandırılabilir. Burada 1 en azı, son rakkam ise en fazlayı göstermektedir. Tehlikelerin boyutu ve tehlikelerin olma olasılığı puanları ile bir matrix oluşturup hangi riskin kabul edilebilir veya kabul edilemez olduğuna karar verilebilir.

1 (Hafif) 2 (Orta) 3 (Ağır)
 1 ( Az) 1 2 3
2 (Orta) 2 4 6
3 (Çok) 3 6 9

Şekil 2. Risklerin puanlama yoluyla hesaplanması

Matrix’teki her kutu, tehlike boyutu puanı ile tehlikenin olma olasılığı puanının çarpılması sonucu elde edilmiştir. Buna göre eğer 3’lü puanlama kullanılıyor ise, riskler 1-9 puan arasında dağılmış olacaktır. Burada örnek olarak 1 ve 2 puanlar kabul edilebilinir riskleri, 3-5 puanlar gerekli iyileştirmeler yapıldıktan sonra kabul edilebilir riskleri, 6-9 kabul edilemez riskler şeklinde düşünülebilir. 1 seviyesindeki puanların karşılığı olan riskler için değerlendirme yazılmayabilir. Puanlama ve puanların karşılığı olan değerlendirmeler her işyerine göre değişebilir.

Bu aşama bir final olup daha sonra alınacak tüm kararlara, eylemlere rehberlik edecektir. Bu açıdan bakıldığında, ayrıntılara boğulmuş bir risk değerlendirmesi hedefleri iyi belirleyemediği için, çok yüzeysel yapılmış bir çalışma ise var olan riskleri gözden kaçırdığı için işletme açısında emek ve para kaybıdır.

Bir kez risk değerlendirme sonuçları alındıktan sonra işletmenin hangi riskleri ne düzeyde ve ne zaman azaltacağı veya ortadan kaldıracağına karar vermesi gereklidir. Bu karar, yolun başında, risk değerlendirmesi çalışmasından beklenenlere, bir diğer ifade ile risk değerlendirmesinin amaçlarına, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin yakın ve uzak hedeflerine, bu iş için ayrılan bütçeye ve insan gücüne bağlı olarak değişecektir.

Riskleri kontrol altına alma yöntemlerine gelince elimizde yine geleneksel işçi sağlığı yöntemleri var. Daha az tehlikeli maddeyi kullanma, süreci değiştirme, yalıtma, havalandırma, ıslak çalışma, mühendislik ve idari önlemler, ergonomik yaklaşımlar, kişisel koruyucular gibi.

Riskleri kontrol etme aşamasında bazı iş süreçleri geçici veya sürekli olarak durdurulabilir, gerekli iyileştirmeler yapılabilir veya değiştirilebilir.

RİSK DEĞERLENDİRMESİNİ KİMLER YAPMALIDIR?

Risk değerlendirmesi işyeri yönetiminin bir kararı olduğu için işveren veya işveren vekilleri her aşamada yer almalıdır. Ancak olayın yürütülmesi varsa başta risk değerlendirme uzmanları veya işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanları olmak üzere işyeri hekimleri, teknik elemanlar ve çalışanlardan oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilmelidir.

RİSK DEĞERLENDİRME SÜRECİNİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

Bir kez risk değerlendirme raporu ortaya çıktıktan sonra, raporun değişik zamanlarda gözden geçirilmesi, yeniden değerlendirilmesi gereklidir. Raporun yeniden ele alınmasına neden olan şartlar şöyle sıralanabilir: risk değerlendirmesinin halen geçerli olduğunu kontrol etmek amacıyla, yeni makina ve iş süreçlerinin devreye girmesiyle, risk değerlendirmesinden beklenen sonuçlar alınmıyor ise. Aksi takdirde risk değerlendirme sonuçlarının değiştirilmesine gerek yoktur.

SONUÇ

Risk değerlendirmesi işyerinde daha güvenli bir ortamın oluşması için yapılan bir çalışma ve bir yatırımdır. Böyle bir çalışma ve yatırımın mutlaka sağlık, güvenlik olarak geri dönmesi ve iş ve emek gücü kayıplarını azaltması gereklidir.

CEVAP VER

Yorumunuzu girin
İsminizi girin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.