İnsanoğlunun sağlıklı yaşamasına katkıda bulunan ancak genellikle gözardı edilen ya da aslında hakettiği değeri bulamamış birçok besin maddesi var. Bazen bunlar süper gıdalar olarak da adlandırılıyor.
İşte bu süper gıdalardan biri de Elma. Çünkü elmanın birçok kanser türü ile mücadele, vücudun nükleer serpintilerden korunması, damar tıkanmalarının önlenmesi, hipertansiyon, diyabet ve kalp hastalığı gelişme riskini azaltması gibi bilimsel olarak kanıtlanmış birçok tıbbi faydası var.
Elma,antioksidanlar, flavanoidler ve posa açısından oldukça zengin bir gıda.
İşte elmanın biyomedikal literatürde yer alan faydalarından bazıları:
Elmanın besinsel faydaları:
Elma, iyi bir lif ve C vitamini kaynağıdır. Ayrıca, sağlık açısından birçok faydaları olan polifenolleri de içerirler.
Bir orta boy elma, 95 Kalori, 25 gram Karbonhidrat, 4 gram besinsel lif ve günlğk ihtiyacımız olan C Vitamininin% 14’ünü, Potasyumun % 6’sını, K Vitamininin % 5’ini, manganez, bakır ve A, E, B1, B2 ve B6 vitaminlerinin % 2-4’ünü sağlar.
Ancak unutmayın, elmanın içerdiği lifin yarısı ve polifenollerin çoğu kabuğunda bulunur. Bu nedenle elmayı soymadan yemelisiniz.
Kanser:
- Elmanın kolorektal kanser oluşumu riskini azalttığına dair bazı çalışmalar vardır.
- Elma suyu, elma pektini ve elma kabuğunun, karaciğer kanserini öldürdüğü deneysel olarak onaylanmıştır.
- Hayvan modellerinde elmanın meme kanserlerini hem önlediği hem de bastırdığı bulunmuştur.
- Elmadan ekstrakte edilen karotenoidlerin çoklu ilaca dirençli kanser hücrelerinin çoğalmasını baskıladığı bulunmuştur.
- Özofagus kanserini baskılayan elma kökenli bir prosiyanidin bulunmuştur.
- Elmadaki bazı bileşenler mide ülseri ve mide kanseri için ana bulaşıcı ajanlardan biri olan Helicobacter pylori’yi baskılayarak mide kanserini önler. Ayrıca elma prosiyanidi doğrudan mide kanseri hücrelerini öldürebilir.
Aslında kanserin başlangıç evresinden ilerlemesine kadar geçen süreçte birçok temel işlem, elma ve bileşenleri tarafından inhibe edilmekte ve bu nedenle elma yukarıda belirtilenden çok daha fazla kanser çeşidine karşı koruyucu olmaktadır. Elmanın hangi kısmı üzerinde çalışıldığına bakılmaksızın anti-tümör özelliklerine sahip olduğu anlaşılıyor. Örneğin asetik asit fermentasyonu ile oluşan elma sirkesinin alfa-glukan olarak bilinen anti-tümör bileşiği içerdiği bulunmuştur.
Radyoaktivite
Elma vücudumuzda biriken kanserojen radyoizotopları uzaklaştırmamıza yardım eder.
Örneğin Çernobil sonrası radyoaktif ışınıma maruz kalan çocuklarda Sezyum-137 seviyelerini azaltmak için elma pektini kullanılmış. 1996’dan 2007’ye kadar toplam 160.000’den fazla “Çernobil” çocuğuna pektin gıda katkı maddesi verilmiştir. Sonuç olarak, bu çocukların organlarındaki Cs-137 seviyeleri her pektin katkı maddesinin veriliminden sonra ortalama % 30-40 oranında azalmıştır. 16 gün kadar kısa bir sürede önemli düşüşler kaydedilmiştir.
Ayrıca elma pektininin en ölümcül ve tamamen insan yapımı radyoizotop olan Plutonium-239’un hayvanların mide barsak kanallarından emilimini önlediği bile tespit edilmiştir. Ve gerçekten de, plütonyuma maruz kalınmasında koruma sağladığı bulunan, doğal ya da sentetik çok az sayıda başka madde vardır. Bu nedenle, elmalar, bu açıdan gerçekten süper gıdalardır. Yani “günde bir elma nükleer serpintiyi önlüyor” demek abartılı olmayacaktır.
Sinir sistemine faydaları:
2006 tarihli bir araştırma, elmada bol miktarda bulunan antioksidanlardan biri olan quercetin’in nöronların oksidasyon ve iltihaplanmalarının neden olduğu hücresel ölümü azaltmaya yardımcı olan iki bileşikten biri olduğunu bulmuştur.
Aynı konferansta sunulan ve Alzheimer Hastalığı Dergisi’nde yayınlanan bir başka çalışma, elma suyu tüketiminin,bir esansiyel nörotransmiter olan asetilkolinin beynindeki üretimini artırabileceğini ve böylece Alzheimer benzeri semptomları olan fareler de hafızanın güçlenmesine faydalı olduğu gösterilmiştir.
2008’de yapılan bir başka araştırma, günlük diyetle elma almanın nöron hücrelerini oksidatif strese bağlı nörotoksisiteye karşı koruyabileceğini ve Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalık riskini azaltmada önemli bir rol oynayabileceğini bulmuştur.
Başka araştırmalar ise elma gibi yüksek lifli meyveleri yemenin, beynin dopamin üreten sinir hücrelerinin parçalanmasıyla karakterize bir durum olan Parkinson hastalığına karşı koruyabileceğini göstermiştir. Bilim adamları bunu, elmanın içerdiği antioksidanların serbest radikallerle mücadele gücüne bağlamışlardır.
Diyabet riskini azaltır
Günde en az bir kere elma yiyen kadınların elma yemeyenlere göre tip 2 diyabet geliştirme olasılığı yüzde 28 daha azdır. 187.386 kişiyi kapsayan bir çalışma, elma, üzüm, kuru üzüm, yaban mersini veya armut gibi meyvelerden haftada üç porsiyon yiyenlerin, tip 2 diyabet gelişme riskinin, yemeyenlere göre% 7 daha düşük olduğunu buldu.
Elmadaki lif ve polifenollerin, pankreasdaki beta hücrelerinde doku hasarını önlediği düşünülüyor. Beta hücreleri insülin üretir ve genellikle tip 2 diyabet hastalarında bu hücreler zarar görür.
Kalp Sağlığına Yararlıdır:
Elma içerdiği çözünür lifler sayesinde kan kolesterol seviyesini ve dolayısıyla kalp hastalığı riskini düşürür. Arter Sertleşmesini (Ateroskleroz) önler. Klinik öncesi araştırmalar, elmanın atardamarlarda plak oluşumunu önleyen bileşikler içerdiğini göstermektedir. Örneğin, bir tavşan çalışmasında elma suyunun yüksek kolesterol diyeti ile indüklenen ateroskleroz modelinde aterosklerozun ilerlemesini önleyebildiğini bulunmuştur.
Elma kabuğu yoğun şekilde polifenol içerir. Bu polifenollerden biri, tansiyonu düşürebilen bir flavonoid olan epicatechin’dir.
Flavonoidlerin ayrıca yüksek miktarlarda alındığında inme riskini % 20 düşürür. Kötü kolesterol olarak ta nitelendirilen LDL oksidasyonunu azaltarak ve antioksidanlar gibi davranarak kalp hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur.
Yapılan bir çalışmada ,günde bir elma yemenin etkileri, kolesterolü düşürdüğü bilinen bir ilaç sınıfı olan statinlerin alınmasıyla karşılaştırılmış, elmanın, kalp hastalığından ölümün azaltılmasında ilaçlar kadar etkili olacağı sonucuna varmıştır.
Kataraktı Önler:
Son zamanlarda yapılan uzun süreli çalışmalar, elma gibi antioksidan içeren meyvelerden zengin beslenen kişilerde katarakt gelişme ihtimalinin yüzde 10 ila 15 azaldığını gösteriyor.
Kilo kontroluna yardımcı olur:
Bir araştırmada yemek öncesi elma dilimleri yiyen kişilerin elma suyu içen, elma püresi yiyen veya hiç elma tüketmeyen kşilerden daha fazla tok hissettikleri bulunmuştur. Aynı çalışmada yemeğe elma dilimleri ile başlayanların elma yemeyenlerden 200 kalori daha az aldıkları görülmüştür.
Başka bir çalışmada 10 hafta boyunca elma yiyen ve benzer kalori ve lif içeren yulaflı kurabiye yiyen iki grup karşılaştırılmış, elma yiyen gruptaki kadınların ortalama 1 kilo zayıfladığı ve daha az kalori aldıkları görülmüştür.
Fazla kilolu kadınlar arasında yapılan bir başka çalışma ise günlük üç elma veya üç armut alındığında önemli kilo kaybı olduğunu göstermiştir.
Araştırmaların sonuçları elmanın daha az enerji yoğun ve çok fazla lif içerikli olmasının zayıflamaya yardımcı olduğını göstermiştir. Ayrıca içerdikleri bazı doğal bileşiklerin kilo kaybına yardımcı olduğunu gçstermektedir.
İleri Glikasyon Son Ürünleri (AGE’ler):
Kan şekeri yağ ve proteinler gibi oksidanlara maruz kaldığında karamelleşir ve daha sonra hücre yapılarında, hasara neden olur. Elma yapraklarının İleri Glikasyon Son Ürünleri nin neden olduğu endotel disfonksiyonu ile ilişkili vazokonstriksiyonu önlediği bulunmuştur.
İshal:
Elma, papatya ile birlikte çocuklarda spesifik olmayan ishal süresini kısaltır,
Bağırsak iltihabı:
Araştırmalar, elma prosiyanidinlerinin bağırsak iltihabını azalttığını keşfetmiştir.
Periodontal Hastalık:
Hepimiz bir elma yediğimizde oluşan diş kamaşmasına benzer hissi biliyoruz . Bu, örneğin elma, çay ve soğanda bulunan quercetin’e bağlıdır. Önemli antimikrobiyal özellikler taşır. Elma polifenolu ayrıca, patojenik bir anaerobik bakteri olan Porphyromonas gingivalis ile bağlantılı periodontal ligament hücre tahribatına karşı korur.
Saç Dökülmesi:
Elmanın içerdiği prosiyanidin B-2, saç gelişimini arttırır.
Antimikrobiyal özelikler:
Elma pektini, A ve B tipi stafilokok enterotoksinlerinin sentezini inhibe eder.
Ayrıca, 60 yıldan uzun bir süre önce araştırmacılar, elma pektinini oluşturan kompleks karbonhidratların, influenza A virüsünün oluşturduğu enfeksiyonu önleyebildiğini bulmuşlardır.
Astım:
Elma astımla mücadeleye yardımcı olabilecek bileşikler içerir.
Antioksidan bakımından zengin olan elma, akciğerleri oksidatif hasardan korumaya yardımcı olur.
68.000’den fazla kadın üzerinde yapılan büyük bir araştırmada, çok elma yiyenlerin astım risklerinin çok düşük olduğu tespit edildi.
Elma kabuğu, bağışıklık sistemini düzenlemeye ve iltihabı azaltmaya yardımcı bir flavonoid olan quercetin’i içerir.
Elmanın sağlığımız üzerinde daha birçok faydası var. Yediklerimizin ve içtiklerimizin sağlığımız üzerine ne kadar etkili olabileceği konusunda güzel bir örnek.
Ancak şunu da unutmamak gerekiyor: Ne Elma ne de diğer sağlıklı yiyecekler İLAÇ değildirler. Sadece ilaç kullanmayı gereksiz hale getirirler.
Peki sağlığımız açısından bunca yararları olan elmanın hiç zararı varmı.
Elbette var. Örneğin Elma çekirdekleri, amigdalin olarak bilinen bir bitki bileşiği içerir.
Gül ailesinde elma, badem, kayısı, şeftali ve vişne içeren meyve çekirdeklerinde göreceli olarak yüksek miktarlarda bulunur.
Amygdalin, çekirdeklerin kimyasal savunmasının bir parçasıdır. Çekirdekler sağlam olduğu zaman , yani bütünlükleri bozulmadığı zaman zararsızdır, ancak zarar gördüklerinde, çiğnendiğinde veya parçalandığında, amigdalin, hidrojen siyanide dönüşür ve bu da çok zehirli ve hatta yüksek dozlarda öldürücüdür.
Bu sebeple lütfen elma çekirdeklerini çiğnemeyin.
Elma çok önemli besin değeri olan meyve mutlaka tüketilmeli.
kaynak: https://www.kolajendukkani.com