Karotenoidlerin ya da antioksidanların kralı olarak da adlandırılan Astaksantin, , belirli bir tür mikroalgde ve somon, yengeç, ıstakoz ve karides gibi deniz ürünlerinde bulunan ve bunlara kırmızı*pembe rengi veren benzersiz bir antioksidandır. Ayrıca antioksidan olarak E vitamininden 550 kat, C vitamininden 6.000 kat daha güçlü ve zeaksantin, lutein, kantaksantin ve beta-karotenden 10 kat daha etkilidir.
Astaksantinin en iyi kaynağı Haematococcus pluvialis adı verilen mikroalglerdir. Bu mikroalgler her hafta hacmini ikiye katlayarak olağanüstü hızlı bir şekilde çoğalabilirler ve uzun yıllar boyunca zorlu ortamlarda hayatta kalabilirler.Su kaynağı kuruduğunda antioksidan üretirler ve kendilerini güneş ışığından, ultraviyole radyasyondan ve yetersiz beslenmeden korumak için hayatta kalma moduna girerler. Astaksantin bu sürecin bir sonucudur.
Ek olarak, bu mikroalgleri tüketen deniz ürünleri de bol miktarda astaksantin içerirler:
- Vahşi yakalanmış Alaska somonu
- Alabalık
- Krill (veya krill yağı)
- Karides
- Kerevit
Ticari astaksantin ayrıca Phaffia mayasından ve kimyasal sentez yoluyla elde edilir. Çiftlikte yetiştirilen somon, genetiği değiştirilmiş tahıllar ve ölü hayvan parçalarıyla beslenir. Bu doğal olmayan ama ucuz bir yemdir. Sonuç, grimsi beyaz bir etle çıkan hasta bir balıktır. Daha çekici ve pembe görünmesi için balık çiftlikleri toksik petrokimyasal kaynaklardan üretilen sentetik astaksantin kullanır. Bu kimyasal bazlı renklendirme, zehirli yem ve antibiyotik tedavileri gibi tıbbi müdahaleler ile birlikte çiftlikte yetiştirilen somonların çoğunluğunun toksik olmasına neden olur.
Yabani somon, doğal olarak kırmızı alglerle beslenir ve kas dokularında astaksantin biriktirerek onlara karakteristik pembemsi-kırmızı rengini verir. Astaksantin, onlara nehirlerde ve şelalelerde yüzmek için olağanüstü güçlerini ve inanılmaz dayanıklılıklarını veren güçlü bir antioksidan koruma sağlar. Flamingolar, dokularında astaksantin pigmentini yoğunlaştıran yeterince karides ve yosun tüketene kadar beyazdır.
Astaksantin içeren birçok gıda takviyesi mevcuttur ancak astaksantin’in yaygın olarak bulunduğu besinler üzerinden doğal bir yaklaşımla tüketilmesi daha faydalı olabilir.
Yabani somonlar arasında, maksimum astaksantin içeriği, sockeye somonunda 26-38 mg/kg et aralığında rapor edilmiştir. Çiftlik Atlantik somonundaki astaksantin içeriği ise 6-8 mg/kg et olarak rapor edilmiştir. Karides, yengeç ve somon, diyette astaksantin kaynakları olarak kullanılabilir. Yabani yakalanmış somon, iyi bir astaksantin kaynağıdır ve 3.6 mg astaksantin elde etmek için günde 165 gram somon yiyebilirsiniz. Iwamoto ve arkadaşları tarafından bildirildiği gibi, günde 3.6 mg astaksantin takviyesi sağlığa faydalı olabilir.
Araştırmalar, bu antioksidanın sağlığınıza önemli şekillerde fayda sağlayabileceğini göstermiştir.
• İşitme— Astaksantin, kulaklarınız ve beyniniz arasındaki iletişimde rol oynayan bir protein olan nörotrofin-3 (NT3) seviyenizi yükselterek işitme duyunuza fayda sağlayabilir.
•Diyabet — Araştırmacılar, astaksantinin, yüksek kan şekeri düzeylerinin neden olduğu pankreas hücrelerinde oksidatif stresi azaltarak ve ayrıca glukoz ve serum insülin düzeylerini iyileştirerek diyabet hastalarına fayda sağlayabileceğini öne sürüyorlar.
• Kardiyovasküler Hastalıklar— Astaksantin’i düzenli olarak almak kardiyovasküler sisteminizdeki iltihaplanma riskini azaltabilir.
•Antikanser Özellikleri — Astaksantin’in kanserle savaşma potansiyeli olduğu gösterilmiştir. Uzmanlar, antioksidanın hücrelere oksidatif hasarı engelleyerek mutajenezi ve karsinojenezi azaltarak çalıştığına inanıyor.Ayrıca, tümör proliferasyonunu azaltmaya yardımcı olmak için hücreden hücreye iletişimi geri yükler
• Bağışıklık Sistemi Güçlendirme — Bağışıklık sisteminiz sürekli olarak serbest radikaller tarafından saldırıya uğrar ve astaksantin durumu tersine çevirmeye yardımcı olabilir.
• Göz Sağlığı — Bazı çalışmalar, astaksantin’in gözlerinizi Katarakt,Yaşa bağlı makula dejenerasyonu, Glokom, İltihaplı göz hastalıkları, Diyabetik retinopati gibi çeşitli hastalıklardan korumaya yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.
Astaksantin, çoğu karotenoidin aksine, kan-beyin bariyerinin yanı sıra kan-retina bariyerini geçme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahiptir. Bu, beyni ve gözleri inflamatuar hasardan korumaya yardımcı olur ve körlük, katarakt, makula dejenerasyonu, demans, Alzheimer Hastalığı ve diğer nörolojik bozukluklar riskini azaltabilir.
•Nöroprotektif Etkiler — Birkaç araştırma, anti-inflamatuar ve antioksidan özellikleri sayesinde astaksantin’in beyin sağlığını korumada güçlü bir araç olabileceğini düşündürmektedir.
•Astaksantin, lipid peroksidasyonu, yani acılaşma adı verilen bir süreçte lipid hücre zarlarına zarar veren peroksil radikallerine karşı özellikle iyi çalışır. Bu özellikle önemlidir, çünkü tüm temel yağlar, özellikle EPA ve DHA gibi uzun zincirli çoklu doymamış omega-3 yağ asitleri çok kırılgandır ve serbest radikal hasarına karşı hassastır. Astaksantin, bu temel yağların oksidasyonunu engelleyebilen en güçlü antioksidanlardan biridir.
•Astaksantin ayrıca sporcular ve aktif yaşam tarzı yaşayan bireyler için en iyi takviyelerden biridir. Yabani somonun akıntıya karşı yüzebilme yeteneğinde kanıtlandığı gibi, genel gücü ve dayanıklılığı arttırdığı bilinmektedir. Çalışmalar, sporcularda kas hasarı ve oksidatif stresi tamponlama yeteneği üzerinde faydalı bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Bu etkinin, zorlu bir antrenman seansından sonra iyileşme süresini azalttığı ve eklem ve kas ağrılarını en aza indirdiği gösterildi.
Astaksantin tüketimi için ideal aralık yaklaşık 4-8 mg/gün gibi görünmektedir. Bu, 4-8 oz vahşi Alaska pembe somonuna eşdeğerdir.
Kaynaklar