sinem olcay

Bebekler ve 2-6 yaş arası çocuklar; birşeyler keşfetmek, her şeyi ağzına almak, üstünü kirletmek, yeni yıkanmış saçlarına yemek bulaştırmak, kardeşinin en sevdiği oyuncağını almak ya da ısırmak, saç şampuanını tuvalete boşaltmak için bir süreliğine ortadan kaybolmak gibi bir sürü şey yaparak sabır sınırlarını fazlasıyla zorlar.

Ama bir kez daha düşünün. Bu davranışlar çocuğunuzun kötü olduğunu mu yoksa bir kaşif olduğunu mu gösteriyor? Bir çocuğun gözünde dünya cevap bekleyen bir sürü soruyla doludur. “Saçıma yoğurt sürersem bu nasıl olur? Bu yeni oyuncağın en heyecan verici kısmı neresi? Belki de tadı güzeldir. Annemin şampuanını tuvalet döksem yüzer mi, üzerine sifonu çekersem nasıl olur?” Her çocuk bir kaşiftir ve sizin ebeveyn olarak göreviniz çocuğunuzun bilgiye olan bu açlığını doyurmaktır.

Çocukların tek başlarına bir şeyleri deneyimlemeye ve başarılı olmaya ihtiyaçları vardır. Her çocuk küçük dünyası içinde cesur bir kaşiftir. Bu nedenle de sorgulayıcı ve gerçekliği test etmek konusunda çok meraklıdırlar. Düşmeyi göze almayan hiçbir çocuk yürümeyi öğrenemez. Hata yapmayı göze almayan hiçbir çocuk konuşmayı öğrenemez. Etrafı keşfetmesine izin verilmeyen hiç bir çocuk dünyadan keyif almayı öğrenemez.

Tüm çocuklar, deneme-başarma yönteminden çok deneme-yanılma yöntemiyle öğrenirler.

Keşfetmeye çalışmak ve denemek her koşulda başarı demektir çünkü bu denemeler sırasında mutlaka ki bir şeyler öğrenilmiştir. Her bir küçük keşif çocuğunuzu tam bir uzman olana kadar daha fazlasını öğrenmek için motive eder.

Çocuğunuzun keşfetme konusundaki açlığı çoğu zaman keşfetmeye çalıştığı yabancı durumun garipliğinden kaynaklanan bir korkuyla harmanlanır. İşte bu yüzden çocuklar, keşif sırasında kendisini kontrol etmeniz ve kollamanız için yakında olmanızı isterler. Etrafındaki dünyayı keşfeden 1 yaşındaki bir çocuğu seyretmek uzun bir lastiğe bağlı birinin hareketlerini izlemeye benzer. Belli bir mesafeye kadar uzaklaşır, orada mısınız diye sizi kontrol eder, biraz daha keşif yapar ve sonra korktuğu bir şeyle karşılaşıp kollarınıza geri döner ve daha sonra yeniden uzaklaşır.

Çocuklar nesnelerle onları iterek, atarak, inceleyerek, ısırarak ta ki o nesneyle denenecek her şeyi deneyene kadar keşifler yapar ve bu sırada hep sizi kontrol eder. Bu her yeni durumda böyledir. İçindeki güçlü keşfetme arzusu, doğal korunma içgüdüsüyle yarış halindedir. Bazı çocuklar diğerlerine göre daha maceracı olsalar da her çocuğun durup geri çekildiği sınırları vardır.

çocuk keşfetme

Çocukların keşfetme girişimleri karşısında ebeveynlerin yaklaşımı nasıl olmalıdır?



Bazı ebeveynler çocuklarını güvenlik sınırlarını zorlayana kadar keşif girişimlerinde serbest bırakırlar ve bundan mutludurlar bazı ebeveynler ise çocuklarının keşif merakını endişeyle karşılarlar. Özelikle modern toplum yaşamında fazla korumacılığın bir ebeveynlik normu haline geldiğini görüyoruz. Çocuğun kendi kendine keşfetmesine izin vermek yerine, sonucu söylemek ve ne olacağını göstermek çok daha yaygın bir anne babalık uygulaması. Korku bulaşıcıdır, çocuklar ebeveynlerinin endişelerini alıp doğal meraklarını kendi kendilerine söndürebilirler ve bu durum çoğu zaman keşfetme konusundaki özgüvenlerini tamamen ortadan kaldırır.

Oysaki çocuklar kendileri için bir şeyler yapabilmeye çok heveslidirler. Çocukların özgüven geliştirebilmeleri için kendilerini içinde bulundukları dünyanın aktif bir bireyi olarak görebilmeleri gerekir. Bir çocuğun çevresindeki dünyayı keşfederken yaşadığı heyecanın kazanımını düşündüğümüzde, keşif yolculuğu sırasında oluşabilecek birkaç sıyrık ve yaranın aslında hiç önemi yoktur.

Keşfetme bir çocuğa neler öğretir?

Bir çocuk keşifler yaparak, öğrenmenin ne kadar keyifli bir şey olduğunu öğrenir. Keşifler sayesinde çocuk ne kadar akıllı, kararlı ve yeterli olduğunu görür böylece kendine güvenmeyi öğrenir. Ayrıca, keşifler yaparak bir çocuk ne istediğini ve onu nasıl elde edeceğini öğrenir. Bu da kendini mutlu etmeyi başarması demektir.

Çocuklarımızın keşfetme motivasyonunu pekiştirmek için neler yapmalıyız?

Çocuğunuza tehlikeli olmadığı sürece mümkün olduğunca çok, çevrede deney yapma fırsatı sunun. Mesela, yeni yeni yürümeye başlayan bebeğiniz koltuğa tırmanmaya çalışıyorsa “dur yapma, çıkamazsın, düşersin” demek ya da kucağınıza alıp koltuğa kendiniz çıkartmak yerine poposundan hafifçe kaldırıp destek vererek koltuğa tek başına çıkma deneyimi yaşamasını sağlayın.

Çocuğunuzun tek başına oyun oynamasına izin verin. Kendi işini kendisinin yapmasını destekleyerek, örneğin yemeğini küçüklükten itibaren kendi kendine yemesine izin vererek çocuğunuzun öğrenme deneyimini arttırın. Keşif girişimlerine müdahalenizi sınırlı tutun. Yaratıcılığını destekleyin. Örneğin tencereleri davul olarak kullanın, çocuğunuzun kaşıklarla müzik yapmasına izin verin. Üzerini ya da etrafı kirletmesi konusundaki endişelerinizi azaltın, hatta bu durumu hiç dert etmeyin. Çocuğunuz zihinsel ve fiziksel becerilerinin sınırlarını keşfederken ona destek olmak için zaman ayırın, yani yanında olun onu gözlemleyin. Çocuğunuzun başarılarını takdir edin. Başaramasa bile çabalarını fark edin, övün. Bir kazayla karşılaştığında da çocuğunuza onu anladığınızı hissettirin, her şeyin yolunda olduğunda söyleyin.

Sinem Olcay
Uzman Psikolog (Aile ve Çocuk Gelişimi)

CEVAP VER

Yorumunuzu girin
İsminizi girin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.