Home Uzmanlık Dalları Cilt Sağlığı Saçkıran (Alopesi Areata)

Saçkıran (Alopesi Areata)

0

Alopesi saç dökülmesi anlamına gelmektedir. Alopesi areata (Saçkıran) vücudumuzu virüsler ve bakteriler gibi yabancı işgalcilerden korumak için tasarlanmış olan bağışıklık sistemimizin, kılların büyümesini sağlayan saç foliküllerine yanlışlıkla saldırmasından kaynaklanan otoimmün bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Kafa derisi veya başka bölgelerde kıl kaybına neden olabilir.

3 tip alopesi tanımlanmıştır:

Alopecia areata (yamalar halinde saç dökülmesi).
Alopecia totalis (saçlı derideki tüm saçların dökülmesi).
Alopecia universalis (vücuttaki tüm kılların dökülmesi).

Alopesi Areata da, saçlar para büyüklüğünde küçük, yuvarlak parçalar halinde dökülür.

Belirti ve bulgular:

Yama tarzı saç dökülmesi: Boyutları değişmekle birlikte ortalama ortalama madeni para büyüklüğünde bir veya birkaç bölgede yuvarlak, düz, saçsız deri alanları oluşması ile başlar.Birçok durumda, hastalık bir veya birkaç dökülme alanının ötesine gitmez. Sorun ilk kez yastıkta veya duşta saç kümeleri görülerek fark edilir. Saç dökülmesi çoğunlukla saçlı deride ortaya çıkar. Ancak kaş, kirpik ve sakal gibi herhangi kıllı bir bölgede de görülebilir.

Ünlem işareti kıllar: Çoğunlukla çıplak bölgelerin sınırlarında ünlem işaretine benzer bir şekilde köklerine doğru daralan kısa tüyler vardır.

Bazı hastalarda saç dökülmesi çok yoğun ve yaygın olabilir, bazılarında ise kafanın arka kısmında bir bant şeklinde dökülme olabilir, ancak bunlar nadirdir.

Tırnaklar:Saçkıranda el ve ayak tırnakları da etkilenebilir. Tırnaklarda küçük, milimetrik ezik tarzı çökmeler oluşabilir.Beyaz leke veya çizgiler, tırnaklarda parlaklık kaybı, incelme ve kırılmalar olabilir. Bazen saçkıranın ilk belirtileri tırnaklarda meydana gelen değişikliklerdir.

Saçkıranın nedenleri nelerdir?

Alopesi Areata da vücudun bağışıklık sistemi hücrelerinden biri olan beyaz kan hücreleri saç foliküllerindeki hızla büyüyen saç hücrelerini yabancı madde olarak algılar ve onlara saldırır. Etkilenen bölgede saç folikülleri küçüktür ve saç üretimi yavaşlar. Sevindirici olan şey saç foliküllerini sürekli destekleyen kök hücrelerin bu saldırının hedefinde olmamasıdır. Yani foliküller yeni saç üretme potansiyeline hala sahiptirler.

Saç foliküllerindeki bu değişimin sebebi henüz tam olarak bilinmemekle beraber bazı genlerin bir araya gelmesi ile bazı kişilerde hastalığa karşı yatkınlık olabileceği düşünülmektedir. Genetik yatkınlığı olan kişilerde bazı virüsler veya çevresel faktörler saç köklerine saldırıyı tetikliyor olabilir.

Kimlerde görülür?

Saçkıran tüm toplumun yaklaşık % 2 sinde görülmektedir. Genellikle çocuklukta başlar. diğer aile bireylerinde saçkıran varsa görülme olasılığı hafifçe artar. Eğer diğer aile bireylerinde ki ilk bölgesel saç kayıpları 30 yaşın altında başlamış ise görülme olasılığı daha da artar. Genel olarak saçkıranlı her 5 hastanın birinin ailesinde de saçkıran vardır.

Saçkıran, genellikle aile üyelerinde tip 1 diyabet, romatoid artrit, tiroid hastalığı, sistemik lupus eritematozus, pernisiyöz anemi, veya addison hastalığı gibi diğer otoimmün hastalıklar olan kişilerde oluşur. Saçkıranı olan hastalarda ise genellikle diğer otoimmün hastalıklar yoktur, ama tiroid hastalığı, atopik egzama, alerjik rinit ve astım gibi hastalıklar sık görülmektedir.

Saçkıran ciddi bir hastalıkmıdır?

Alopesi areata hayatı tehdit eden bir hastalık değildir. Herhangi bir fiziksel ağrıya neden olmaz ve genellikle başka bir sağlık problemine neden olmaz. Ancak görünümü etkileyen bir hastalık olduğu için çoğu kişi için ciddi ve öncelikle sosyal ve duygusal açıdan rahatsız edici bir konudur. Alopesi üniversalisde, kirpik, kaş, saç burun ve kulaklardaki kılların kaybı gözler, burun ve kulaklara giren toz, mikrop ve yabancı partiküllere kişi daha savunmasız yapabilir.

Saçkıran, çocuklara aktarılır mı?

Alopesi areata’nın ailesel geçişli olması mümkündür. Ancak alopesi areatası olan çocukların büyük çoğunluğunda ebeyvnlerde bu hastalık yoktur ve alopesi areata hastası ebeveynlerin de büyük çoğunluğu hastalığı kendi çocuklarına aktarmamaktadırlar.

Bilim adamları her ne kadar saçkıranın genetik yatkınlığa bağlı olduğunu düşünseler de yatkınlık oluşturan tüm genlerin kombinasyonunun tam olarak mirası oldukça nadirdir.

Hatta aynı genlere sahip tek yumurta ikizlerinden birinde saçkıran olması halinde diğerinde de oluşma olasılığı sadece % 55 dir. Bu da genetik faktörlerin yanısıra diğer bazı koşulların da hastalığı tetiklediğini göstermektedir.

Hastalığın Gidişi:

Saçların hiçbir tedavi olmadan yeniden büyümesi veya aynı zamanda tekrar dökülmesi olasılığı her zaman vardır. Yeniden büyümenin veya yeniden dökülmenin ne zaman olabileceğini kimse tahmin edemez. Hastalığın seyri kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bazı kişilerde sadece birkaç yama tarzı saç kaybı olur, daha sonra saç tekrar büyür ve hastalık bir daha asla tekrarlamaz. Bazı hastalarda ise saç kayıpları ve yenilenmeleri uzun yıllar devam edebilir.

Az miktardaki hasta ise kafasındaki tüm saçları kaybedebilir ( alopesi totalis) veya kafa derisi,yüz ve vücudun tamamındaki kılları kaybedebilir (Alopesi universalis).

Yeniden çıkan saçlar bazen beyazdan saçın gerçek rengine kademeli olarak dönüşebilir. Çoğu hastada ise sonuçta saçlar orjinal renkte ve dokuda olmaktadır.

Hastalığın en zor ve sıkıcı yanı gidişinin belli olmamasıdır. Dökülmenin tekrar olup olmayacağı, dökülme varsa tekrar büyümenin olup olmayacağı, dökülen alanların büyüyüp byümeyeceği tamamen belirsizdir. Bulaşıcı olmadığı akıldan çıkarılmamalıdır.

Tedavi:

Alopesi areata tedavisi için onaylanmış herhangi bir ilaç veya tedavi yöntemi yoktur. Ancak başka amaçlar için onaylanmış ilaçlar en azından geçici olarak, saçların tekrar büyümesine yardımcı olabilir. Bu tedaviler saçların yeniden büyümesine yardımcı olabilmelerine rağmen, bunların hiçbirinin yeni dökülmelerin olmasını önleyemeyeceği ya da aslında altta yatan hastalığı tedavi etmeyeceğini unutmamak gerekir. Tedavi mutlaka bir sağlık profesyoneli tarafından planlanmalıdır.

Saçların yeniden büyümesine yardımcı olabilmek amacıyla, kortikosteroidler ( ağızdan, enjektabl veya lokal olarak), %5 minoxidil, anthralin, topikal duyarlaştırıcılar, fotokemoterapi ve akupunktur, aromaterapi, çuha çiçeği yağı, çinko ve vitamin takviyeleri gibi alternatif tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Ancak bu tedaviler mutlaka sağlık profesyoneli gözetiminde yapılmalıdır.

Saç büyümesine yardımcı olmak için tedavilere ek olarak aşırı güneşe maruz kalma ya da saç kaybı nedeniyle oluşan rahatsızlıkların etkilerini en aza indirmek için alınabilecek tedbirler vardır.

• Kafa derisi, yüz ve etkilenen tüm alanlar için güneş koruyucuların kullanımı.
• Kaş veya kirpiklerin kaybı varsa gözleri aşırı güneşten, tozdan ve kirden korumak için güneş gözlüğü kullanmak.
• Saç derisini güneşten korumak ve başı sıcak tutmak için peruk, şapka, ya da eşarp kullanmak.
• Burun kıllarında dökülme varsa burun delikleri içine uygulanan ve onları nemli tutan bir merhem kullanmak.

Kaynaklar:

http://www.niams.nih.gov/Health_Info/Alopecia_Areata/default.asp

https://www.aad.org/dermatology-a-to-z/diseases-and-treatments/a—d/alopecia-areata/signs-symptoms

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Yorumunuzu girin
İsminizi girin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Exit mobile version